Sosyal Sorumluluk Projelerinde Yer Almanın Psikolojik Gelişimdeki Yeri ve Önemi
27 Mart 17
Biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişim insanın yaşamının temellerini oluşturan etmenler. Doğum anından itibaren başlayan bu süreç ömür boyu devam etmektedir. Her birey benzer gelişim aşamalarını farklı şekillerde tamamlamaktadır. Biyolojik gelişim süreçlerine nazaran psikolojik ve sosyal gelişim süreçlerinde pek çok farklı bileşen rol oynamaktadır. Günümüzde bu iki süreç uzmanlar ve ebeveynler tarafından bilinçli bir şekilde yönlendirilmektedir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; çocukluk ve gençlik (özellikle ergenlik) çağlarında bireylerin katılım sağladığı sosyalleşme ortamları, onların psikolojik altyapıları ve karakteristik özellikleri açısından oldukça önemlidir. Peki bu nokta da uzmanlar ve ebeveynler hangi yöntemleri izliyorlar?
Çocukların psiko sosyal gelişimlerinde eğitim büyük önem taşımaktadır. Çocukluk ve gençlik çağlarının neredeyse tamamında yer alan eğitime karşı pek çok farklı bakış açısı vardır. Uzmanlar klasik ve daha çok ezbere dayanan eğitim sisteminin dışına çıkarak, John Dewey’in en önemli teorilerinden olan ‘yaparak, yaşayarak ve ömür boyu öğrenme teorisine’ dayanan yönlendirmeler yapmaktadırlar. John Dewey’in bu teorisinin işaret ettiği uygulama ise sosyal sorumluluk projeleridir. Çocukluk çağından itibaren katılım gerçekleştirilebilen bu projeler çocukların psiko sosyal gelişimlerine önemli katkılar sağlamaktadır. Uzmanlar tarafından çocukların ve gençlerin kendi yaş gruplarına uygun olan doğru sosyal sorumluluk projelerine katılmaları sağlanmaktadır.
Çocuklar ve gençler sosyal sorumluluk projeleri ile birlikte sahip oldukları karakteristik özelliklerini güçlendirirken bir yandan da yenilerini kazanıyorlar. Erik Erikson’a göre benlik gelişim sürecinde kritik aşamalardan biri olan 12-19 yaş aralığı çocukların kimlik gelişimlerinin en üst seviyede olduğu ve mesleki tercihler için ilk adımların atıldığı dönemdir. Bu dönemde doğru sosyal sorumluluk projelerine yönlendirilen çocuklar ilgi alanları doğrultusunda üstlendikleri görevler ile sorumluluk almayı öğrenir ve görev bilinçlerini geliştirirler. Bunların yanı sıra ben merkezli bakış açısından uzaklaşarak ekip çalışmasını öğrenip, yeni iletişim becerileri geliştirirler.
Farklılıkları fark edebilmek, farklılıklara saygı duymak ve başkalarının gözleriyle de dünyayı görebilmek yani empati kurabilmek psikolojik gelişimin zorlu aşamalarından. Bebeklik döneminden itibaren sahip olunan ben merkezli bakış açısı, 10-12 yaşlarından itibaren kırılmaya başlar. Bu dönemden itibaren çocuklar doğru yönlendirmeler sayesinde, güçlü empati kurma yetisine sahip olabilirler. Sosyal Sorumluluk projeleri bu aşamada en doğru kaynaklardan biridir. Katılım sağlanan sosyal sorumluluk projeleri ile, kendinden farklı olan bireylerin içerisinde bulundukları durumları ve bakış açılarını anlama, kavrama ve saygı duyma gibi kavramlar çocuklar tarafından anlaşılır hale gelir.
Sosyal sorumluluk projeleri ile üreten ve değişimi sağlayan çocukların özgüvenlerinde de artış gözlemlenmektedir. Çocuklar yapabileceklerinin farkına vararak ve duygusal olarak güçlenerek psikolojik gelişimlerine katkı sağlamaktadırlar. Ayrıca toplum tarafından kabul gören ve onaylanan projelerde yer alıyor olmak, çocuklar için önemli bir özgüven kaynağıdır.
Genel bir bakış ile bakıldığında; bireyler çocukluk ve gençlik dönemlerini ne kadar sağlıklı bir psikolojik gelişim ile tamamlarlarsa yetişkinliklerine o kadar hazırlıklı olurlar. Sosyal sorumluluk projeleri de bu sağlıklı psikolojik gelişim için önemli adımlardan biridir. Daha iyi bir dünya için çalışan çocuklar ve gençler kendi psiko sosyal gelişimlerine de katkı sağlayarak; yaratıcı, empati yeteneği yüksek, sorumluluk sahibi, kendileri ve toplum için artı değerler üreten bireyler olmaya adım atarlar.