Daha Yaşanabilir Bir Dünya İçin Toplumsal Duyarlılık
28 Nisan 17
İnsan yıllar boyunca sosyal bir varlık olarak yaşamını sürdürmüş ve yaşadığı toplum ile iletişim ve etkileşim içerisinde olmuştur. İletişim kanalları ve etkileşim tarzları yıllar içerisinde ve kültürden kültüre farklılık göstermiştir. Fakat insan her zaman için çevresi ile olan bağını kaybetmemiştir. Doğumdan itibaren aile ile başlayan bu süreç, ilerleyen dönemlerde sosyalleşme süreci ile önce yakın çevre, sonrasında ait olunan toplum şeklinde devam etmektedir. Gelişim aşamasında yoğun olan gerçekleşen bu süreçte, kişiler yeni insanlar tanıyarak, toplumsal roller ve kültürel farklılıklar gibi kavramlar ile tanışırlar. Böylece, çevresine ve topluma olan sorumluluklarının da farkına varmaya başlarlar. Her bireyin sahip olduğu bu sorumluluklar, zaman zaman görmezden gelinebilmektedir. Bu sorumluluklar eşit, adil ve mutlu bir toplum, dünya için gereklidir.
Çevremize baktığımızda ne görüyoruz, nelerin farkındayız, eksiklikler neler, düzenli işleyen noktalar hangileri ve ben yaşadığım toplum ve dünya için ne yapabilirim? Kişiler bu soruları kendilerine sürekli olarak sormalıdırlar. Fakat bu sorular sorulmaya başlamadan önce kişiler farkındalık aşamasından geçmelidirler. Şu şekilde ki; kişi ilk olarak iletişimde olduğu çevresini keşfetmeye başlamalıdır. Daha sonra toplumu ve dünyayı keşfetmek ile devam edecektir. Bu adımlar sayesinde kişiler farklılıkları ve sorumluluklarını fark etmeye başlayacakladır. Sona kalan tek şey ise harekete geçmek olacaktır. Fakat bazı noktalarda bireyleri harekete geçirmek o kadar da kolay olmamakta ya da kişiler sorumluluklarının farkına çok geç yaşta varmaktadırlar.
Tüm bu süreçlerin temelinde toplumsal duyarlılık kavramı yatmaktadır. Daha yaşanabilir bir dünya için önemli bir kavram olan toplumsal duyarlılığı kazanmak o kadar da kolay değildir. Kişiler farkındalık kazanmaya açık olmalı ve bu kavram ile küçük yaştan itibaren karşılaşmaya başlamalıdırlar. Peki bu karşılaşma nasıl gerçekleşecek? Aslında aile başlayan süreç, okul hayatı ile devam edecektir. Ebeveynler bu konuda hassas olmalı, çocuklarının gelişim sürecinde onların farkındalık yönünü destekleyici aktivitelere katılım sağlamaları için teşvik etmelidirler. Bu konuda tercih edilebilecek en uygun aktivite sosyal sorumluluk projelerine katılımdır. Öğrenciler hem farklılıkları fark edecek, hem de topluma karşı olan sorumluluklarını yerine getirmek için çabalayacaklardır.
Toplumsal duyarlılık kavramını anlamak, içselleştirmek ve uygulayabiliyor olmak kolay olmamakla birlikte, ne kadar erken yaşta bu süreç başlarsa, o kadar kolay bir hal alacaktır. Her bireyin sorumluluklarını yerine getirmesi sayesinde daha yaşanabilir ve mutlu dünya için adımlar atılacaktır. Geliştirilen ve uygulanan sosyal sorumluluk projeleri bu konuda aracı olacaktır.