Her birey doğduğu andan itibaren yaşadığı toplumun kültürel değerleri doğrultusunda şekillenmeye başlamaktadır. Bireyler kendi kültürlerinde onlar için belirlenmiş olan adımları takip ederler; iyi okullar bitirmek için çabalarlar, iyi iş bulmak isterler ve kaliteli bir yaşama sahip olmayı dilerler. Ve aslında farkında olmadan belirlenen yolun dışına çıkmadan yaşamlarını sürdürmeye devam ederler. Çoğu zaman kendi becerilerinin farkında olmadan sadece toplumda kabul gördüğü için meslek tercihi yaparlar. Böyle durumlarda maalesef ki  bireyler var olan standartlar içerisinde pekte mutlu olmayan bir hayat yaşayabilmektedirler.

     Peki fark yaratan olmak nedir? Bu ucu açık kavramı biz ne olarak tanımlıyoruz? Fark yaratan olmak; kişilerin becerileri doğrultusunda yöneldikleri ve severek yaptıkları işlerde, projelerde inovatif ve yenilikçi fikirler üreterek, toplumda kendi benzerlerinden ayrışarak daha iyi bir konuma yükselmeleridir. Fark yaratma kavramı bir yanında bünyesinde zorlukları barındırıyor olsa da, temelden alınan doğru eğitim ve yönlendirmeler ile bu zorluklar en aza indirgenebilir. Örneğin, çocuklara küçük yaştan itibaren hem okul hem de aile içerisinde verilen eğitimlerde yaratıcılığın ön planda tutulması ya da çocukların erken yaştan itibaren becerileri doğrultusunda yönlendiriliyor olması, bireylerin bu kavramı daha kolay hayata geçirebilmeleri için önemli adımlardır.

     Eğer erken yaşta böyle bir yönlendirme yapılamadıysa, belli davranışlar ile bireyler fark yaratan olabilirler. Bunlarda ilki; yeni fikirlere, yeni fikirler öğrenmeye/uygulamaya ve yeniliklere açık olmaktır. Bazı durumlarda yenilikler, yeni fikirler bireyleri korkutabilir, tedirgin edebilir. Çünkü kişiler var olan ve uzun süredir uyguladıkları fikirlerini, konumlarını bırakmak istemeyebilirler, yeniliği kendi düzenli hayatlarını tehdit eden bir unsur olarak görebilirler. Eğer kişi fark yaratan olacaksa, yeni fikri tüm yönleri ile değerlendirecek, avantaj ve dezavantajlarını ortaya koyacak ve eğer fikrin uygulanabilir olduğunu düşünüyorsa; risk alacak ve uygulamaya geçecektir. Bir diğer yeni fikirlere açık olmayı destekler niteliktedir, hata yapmaktan korkmamak. Bizler biliyoruz yaşamımız tecrübelerden ve o tecrübelerden çıkardığımız sonuçların birbirini takip eden düzeninden oluşmaktadır. Ve biliyoruz ki her tecrübe olumlu değildir. O nedenle yapılan hatalar tecrübelerin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Kişiler yaptıkları hatalar sayesinde yeni ve daha güzel şeylerin ilk adımını atabileceklerdir ve bu ilk adımı atmaları için yapmaları gereken risk alarak hata yapmaktan korkmamaktır. Bir diğer kavram ise öğrenmeye açık olmaktır. Kişiler ne kadar öğrenmeye açık olurlarsa bir o kadar yaratıcı olacaklardır. Öğrendikleri her yeni bilgi ile farklı bir bakış açısı da kazanacaklardır. Gözlemci olabilmek, toplumu, fark yaratılmak istenen alanı çok iyi gözlemliyor olmak bir diğer önemli noktadır. Çünkü gözlemleyerek iyi bir analiz yapmak, fark yaratma konusunda önemli bir yol haritası oluşturacaktır. Kişiler bu yol haritası ile geleceğe dair planlarını yapabileceklerdir.

     Ve son olarak fark yaratan olmak; pes etmemektir. Hangi alanda konuda fark yaratan olmak isteniyorsa bilinmeli ki; hatalar yapılabilir, yanlış yol haritaları çıkarılabilir, gidilmemesi gereken yönlere gidilebilir. Fakat bunların en temelinde ne olursa olsun pes edilmemelidir. Çünkü bunların hepsi birer tecrübe olarak kişilerin yolunu yeniden aydınlatacaktır. Önemli olan aynı enerji ve inanç ile yeniden yola çıkabilmektir.